Omuzda Karadeniz
Omuzda Karadeniz Horona ilk bakan biri için her şey ayaklarda gibi görünür: çabuk adımlar, ritmik vuruşlar, yere sağlam basan figürler... Ama aslında ruhun taşındığı yer omuzlardır. Çünkü melodinin coşkusuna kendini bırakan horoncu, "aşağı alma" noktasına—yani o içsel kopuşun zirvesine—geldiğinde, sadece adımları değil duygularını da dansa katar. Ve işte tam orada, Karadeniz’in dalgaları gibi geniş geniş salınan omuzlar devreye girer. O an, bedenden dışa taşan içsellik olur. Coşku, omuzlardan akar, karşı tarafa ulaşır; izleyen sadece bir dans değil, bir hissiyatla karşılaşır. Sanki Karadeniz o omuzlarda bir anlığına kıyıya vurur, sonra yeniden çekilir. “Omuzda Karadeniz”, işte bu hissin çizgisel ifadesi… Ayakta ritim, bedende ahenk, omuzda ise duygunun kendisi vardır.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlarınızla katkı sağladığınız için teşekkürler..